Çiftlikte yaşayan Aysemin abisinin arkadaşına aşık olursa...

Belki sen varsın diye

Bir üvey kardeşe ne dersin?

Doğa ilk doğduğu andan beri ailesinin gözdesidir. Abisi tarafından destek gören Doğa okumak için yurt dışına çıkmaktadır. Gittiği okulda tanıştığı yabancı kız ile çok iyi arkadaş olurlar. Ancak kızın abisi ile en basından zıt düşerler. İlerde olacaklar ikisinin hamlelerine bağlıdır

Sakızlıbahçe... Rengârenk panjurların açıldığı, saksılarda çeşit çeşit çiçekler yetişen, mahallenin ortasında çocuk kahkahalarının yankılandığı bir yer. Herkesin birbirini adıyla değil, hikâyesiyle tanıdığı, her yaz akşamının aynı yerde başlayıp başka bir hayale evrildiği bir mahalle. Ve o mahallenin kalbinde: Ayperi Saylan. Gülüşü sokağın köşesinden dönmeden tanınır, adımları her köşeye umut eker. Yeni başladığı iş, alışık olduğu sıcaklıktan bambaşka bir dünyaya açılıyor gibi görünür... Ta ki karşısına, gözlerinde sessiz bir liman taşıyan biri çıkana dek: Atlas Mert Sancak. Gözlerini Ayperi’ye bıraktığı anda ait olduğunu sandığı dünyayı unutan bir adam. Ayperi ve Atlas’ın yolları, alışılmışların ortasında hiç alışılmamış bir duyguyla kesişiyor. Mahalleli altılı arkadaş grubu, yaz akşamları, sokak panayırları, inadına sahip çıkılan dostluklar ve içinizi kıpır kıpır edecek aşklar... Bir sokaktan geçerken göz göze gelmenin, bir sandalye çekip kalbinin tam ortasına oturmanın hikâyesi bu. İçinde bazen hüzün ama hep sıcaklık var. Çünkü Sakızlıbahçe’de yaşamak, biraz birlikte gülmek, biraz birlikte susmak demek.