Hiç birden Ay gibi batıp yine Güneş gibi battığın oldu mu?

Ormanda tek başına gezen kız ve başındaki belalar.

Normal bir kız ailesiyle mutlu yaşarken kız kardeşinin kalbolmasıyla kendine bir adam tutar (kız kardeşini aramak için) bunlar beraber zaman geçirerek birbirinden hoşlanmaya başlarlar finalde kız kardeşi ölür çünkü onu kaçıran kişi korumanın eski sevgilisiydi ikinci kitapta başrol kızımız alev intikamını alacaktır

Bir psikologdum ancak daha kendime geçmişimle barışamamıştım ancak birgün bir adam çıktı ve o geçmişi beni sevdirdi iyiki dediklerim oldu Sadece iyikilerim olmadı; pişmanlıklarım da oldu. Beni hayata sevdiren adamdan nefret ettim. Ancak bilmediğim şey ise o adamın benim için çoktan hazırladıklarıydı

Hayatı mahfolmuş bir kızın hayata tutunduğu tek dalı arkadaşları ve kızı iken birden bire bir aile ortaya çıkarsa

Kitapta gerilim ve romantizm vardır denemenizi tavsiye ederim, "Ne zaman uyanır doktor bey" "Sizi üzmek istemem ama biraz zor kurşun kalbin biraz uzağına denk gelmiş" Bu kelimelerin ardından doktor hızlı adımlarla uzaklaştı,gerisinde ise yoğun bakımın kapısında batık bir gemi gibi bekleyen hazalı bırakarak. Herşeyden habersiz uyuyan ozana bakalım birde gözleri kapalı sanki çok sakin gibi gözüken dertli ozan,halbuki bilmiyordu kimse onun zihninde dönen 3 . dünya savaşını.

Bir yalanla ayrıldılar, yıllar sonra hakikatle sınandılar… Hicran ve Arhan, çocukluklarından beri birbirlerine sevdalı iki gençti. Arhan askere gittiğinde, Hicran ilk kez ondan ayrı kalmanın sancısını yaşamaya başladı. Ancak hasretin yerini çok daha büyük bir acı aldı. İki tarafa da bir ölüm haberi ulaştı. Arhan, Hicran`ın öldüğünü; Hicran ise Arhan’ın şehit düştüğünü sandı. Ama hiçbiri ölmemişti. Bu, kaderin değil, insanların yazdığı bir yalandı. Arhan`ın ailesi, Hicran`a saplantılı şekilde bağlı olan zengin iş insanı Vural’dan korkuyordu. Vural’ın gücü ve takıntısı, Arhan için tehlikeydi. Ve bu tehdidi ortadan kaldırmak için aile, Hicran`ı koruma bahanesiyle Arhan’ı tamamen uzaklaştıracak o büyük yalanı kurdu. Hicran içinse her şey bitmişti. Arhan’sız bir dünya anlamsız, nefessizdi. Ancak ailesinin tek derdi, onu Vural gibi güçlü biriyle evlendirerek ellerini yıkamaktı. Zaman geçti. Acılar kabuk bağladı. Ve beş yıl sonra... Arhan, İstanbul’daki geçmişini arkasında bırakıp memleketi Denizli’ye döner. Ama döndüğünde karşılaştığı manzara, yüreğini paramparça eder: Hicran artık evlidir. Üstelik Vural ile. Ve küçük bir oğulları vardır: Mahir. Birbirine düşman gibi bakan gözlerde hâlâ sevdanın izleri vardır. Hicran Arhan’ı her gün özlemiş, Arhan ise onun adını her nefesinde fısıldamıştır. Ama şimdi yolları, kalpleri kadar karmaşık. Gizli kalmış gerçekler, kirli oyunlar ve bastırılmış duygular gün yüzüne çıktığında; aşk yeniden doğar mı, yoksa nefret her şeyi yakar mı? "Aşkın Nefreti", geçmişle hesaplaşmanın, imkânsızla savaşmanın ve gerçek aşkın kalbe nasıl geri döndüğünün tutkulu hikayesi.

Ağlıyordum, sessizce kimseye gözükmeden, kendi halimde. Etraf çok kalabalıktı fakat çok yalnızdım. Her tarafımda kıpkırmızı kan lekeleri. Kucağımda hayata gözlerini açmayı umarken gözünü açamadan, merhaba demeden veda eden bir masum bebek.

Kitap`ta Kan, işkence, taciz, sigara,ceset bulunulmaktadır rahatsız olanlar okumasın!!!! Özet: Lara fakir bir aileden geliyordu onların evinde ışık yoktu ama tek ışık kaynağı olan mum son damlasında söndü ve bir anda kapı çaldı annesi kapıyı açmasıyla büyük bir silah patlama sesiyle lara`nın annesi yere yığıldı anlından gelen kanlar nerdeyse bir musluk gibi boşalıyordu o afam bundan zevk alıyor gibiydi bağırarak ona şöyle dedim "SENİNDE BİR GÜN MUMUN SÖNECEK!!" işte o gün hayatım mahvoldu...

Ve bir gün iyi insan olmaktan da nefret edersin...

Adrian`nın hayatı kız arkadaşının ölümüyle yerle bir olur ve katillerle arasında büyük bir çekişme olur

Gerilim/Mizah konulu bir kitaptır! Vahşi Batı Lisesi tam bir anarşi yuvası! Burası, toplumun dışladığı ya da disiplin cezası alıp başka hiçbir okula kabul edilmeyen öğrencilerin toplandığı bir yer. Okulda hiçbir otorite yok, herkes kendi kurallarını koyuyor. Kaosun ortasında, yeni gelen masum bir öğrenci buraya düşerse hayatta kalmak için ya bir çeteye katılmalı ya da kendi yolunu bulmalı. "Cehennemin ortasında Cennetin çocukları!"

Tik tak tik tak

Tür:Psiklojik gerilim ,gizem Şehrin dar sokaklarının uzandığı çıkmazda, zamanın tüm izlerini üzerinde taşıyan eski bir otel… Bu otelde hem yaşayan hem de çalışan Serhat, kendini giderek karanlıklaşan bir oyunun içinde bulduğunda, bunun kimin seçimi olduğunu sorgulamaya başlar. Gizemli bir Rus müşteriyle yakınlaşması, geçmişin izlerini unutmaya çalıştığı bir dönemde onu gerçek ile hayal arasında gidip gelen tehlikeli bir döngüye sürükler. Başta bir tesadüf gibi görünen bu karşılaşma, zamanla Serhat’ın hayatını çevreleyen görünmez iplerin gerildiği bir sınava dönüşür. Peki, amaç yaşamaksa, kendi gerçeğini mi yaratacaksın, yoksa sana dayatılanı mı kabulleneceksin? Serhat, yalnızca bir çıkmaz sokağın değil, zihninin en karanlık köşelerinin de içine hapsolduğunu fark ettiğinde artık çok geçtir. Çünkü içinde bulunduğu oyun, düşündüğünden çok daha ölümcüldür…

Sonraki saniye belli değil

Babasının biriciği Hera, babasının yüzünden hayatı kararacağı günü bekliyordu. O hayatının kararmasını beklerken bir şey oldu beklenmedik bir şey..

"yulaf ezmesi den eserlenmiş kod adı; hosbital, herkeze özel olan numaralı bir hastanede esir kaldınız, ilk yapacağınız ne olurdu? "yulaf ezmesi Kod adı; hospital 28.02 2025 *Tamamen yazara ait olan eserdir kopyası benzeri yoktur*

~Kesit~ "Kural bir: Acizliğini asla belli etme çocuk." Tanıdık sesi duymam ile yutkundum. Yanıma doğru geldiğini topuklu ayakkabı sesinden anlamıştım ama yere eğik olan kafamı asla kaldırmadım. Adım sesleri kesildiğinde elini saçımda hissettim. Ağlayışlarım arttı. Eli ile saçlarımı okşarken bütün vücudum kasıldı. Elini çekmesini istiyordum yoksa kusmam an meselesiydi. Tiksiniyordum ondan. Tek kelime ile tiksiniyordum. Sanki rahatsız olduğumu anlamış gibi saçlarıma uyguladığı kuvvet arttı. "Sevgili babacığının bize bıraktığı bir kuzusun sadece.." Beni onlara o adam mı vermişti? Kulağımda nefes sesini hissedince irkildim. "Kurtlar sofrasına hoşgeldin." UYARI: Kitapta intihar vakası, fiziksel ve psikolojik şiddet mevcuttur.

KAYIP BİR HASTANE

“SARYA”, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan bir suikastçının içsel yolculuğunu anlatan psikolojik-gerilim türünde bir roman. Ana karakter: Sarya

Bir fen lisesi öğrencisinin okulundaki sevmediği kişilere gelecekte yapmak istediği şeyleri anlatan bol cinayetli bir kitap

bir akşam vakti dedi kulüpte herkes çok eğleniyordu. Ta ki o ana kadar bir akşam vakti tuvaletin bir cinayet işlemişti bir kadın asılmıştı. Öldürdüğünü kimse bilmiyordu ta ki 2025`e kadar günlerden çarşamba Aynı kişiler kulüpte yeniden toplamaya başladılar herkes orada eğleniyordu ta ki sırlar ortaya çıkarana kadar. İŞTE GERÇEK HİKAYE ŞİMDİ BAŞLIYOR

Hayatı boyunca seçim yapılmasına izin verilmeyen bir kız, hep kontrol edilmiş. O kız ilk fırsatta onlardan kurtuldu.

Bu kitapta Beni seven ama sınırlarını saklayan kişinin beni aldatmasını ve bunu rüya olduğunu anlatıcam bakalım neler olacak

Bir insanın kimliğini keşfetmesi, zaman zaman kaybolmuş bir parça arayışına dönüşebilir. Ve belki de, kaybolan her parça bir yansıma, bir anıdır. Ama bir noktada, o kaybolan parçalar birleşir ve insan, sonunda kendini bulur. "Kaybolan Parçalar", bir kadının içsel yolculuğunu ve kimliğini bulma arayışını anlatıyor. Geçmişin, anıların ve karanlıkların içinde kaybolmuş bir benlik... Ama her kaybolan parça, gerçekte onu yeniden doğuracak bir anahtar taşıyor. Bu hikayede, Arelis`in kaybolan parçalara nasıl yeniden hayat verdiğini ve sonunda içsel huzuru bulduğunu keşfedeceksiniz. Her yolculuk bir keşiftir. Ve bazen, en büyük keşif kendimizi bulmaktır. "Kaybolan Parçalar"da, Arelis’in hikayesi, kaybolmuş kimliklerin ve geçmişin, nihayetinde bir bütün haline gelerek ışığa dönüşmesini anlatıyor. Her kaybolan anı, bir adım daha yakınlaştırır bizi gerçeğimize. Bu hikaye, kaybolan parçaların bir araya gelerek, hayatın gerçek anlamını bulduğumuz bir yolculuğun simgesidir. Gerçekten kim olduğumuzu bulmak, belki de en büyük keşiflerden biridir.