Asya adında bir kız ailesinden uzak ama içlerinde yaşayan biri idi

Bir hançer kadının kalbinde, hançerin sapı adamın elinde.

Kısacası açıklama yok.

umarım kitabı beğenirsiniz iyi okumalar

Saba Serçin tek başına bir aşk’ın pençesine düştü… Çırpınıyor çıkmak için. Peki ya o gerçekten aşk mı? Yoksa aşık olduğunu mu sanıyor? Ya başka biri varsa, onu bekleyen ve aşkı ile sarmalamak isteyen, gizliden gizliye yüreğinde sevdasını büyüten başka biri varsa? O zaman ne yapacak? Kimi seçecek? Peki ya seçimi o mu yapacak, yüreğimi? Bu yolculukta Saba her şeyini kaybedecek, kimliğini bile…

Bir zamanlar hayatını dibine kadar yaşayıp,mutlu olmayı hayatının hedefi yapmış olan Belinay, bir gün çok ani olarak bir trafik kazası geçirir ve Belinay`ın geçirdiği kaza, Belinay`ın elinden en değerli olan şeyi alır; anılarını. Belinay`ın kaza yaptığı arabayla çarpışan diğer araba ise şüphelidir ve bu şüphe çok sonradan ortaya çıkar. Belinay`ın iyileşmesi çok uzun sürer ve bu sürede en yakın arkadaşı Mislina, kıza kendini hatırlatmayı başarır. Belinay, unuttuğu her şeyi hatırlamayı kendine şart biçmiştir.

Hayatın karanlık tarafında dünyaya gözlerini açan Gece Mira çocukluğunu yaşayamadan büyüyüp kadın olmuştur. Dayısının mirası olan Karanlık ve Yüksek ses korkusu onu sarıp sarmalamıştır. Babası onun peşindedir ve hayatın bu yüksek volümüne ayak uydurmuş hatta hayatı kendi emrinde yürütmeyi bile başaran Gece Mira. Kendini bir anda bukduğu amansız aşkla dahada güçlenip tüm korkularını karşısında yanındaki adamla diz çöktürmüştür. Doğması ile başlayan tempolu hayatı yüzünden sırtındaki yükleri taşımaya tam alışmışken yükleri birer birer indirip sırtına alan adama çarpan kalbi ile içindeki 2. Kadın Mira artık hayatı sevmeye başlamıştır. Sonunda ise hayat afını Gece Mira olarak duyurmayı başarmıştır.

aralara mesafeler girdiği için kavuşamaynlar

İki tane insan düşünün düşmanlar hemde ölümüne. Ailesi mafya olan iki gencin zorla evlendirilme hikayesi

Abisini öldüren mafya liderini öldürerek intikam almak ister ama mafya liderine gitgide aşık olmaya başlar

mafya kocan,zorla evlilik ölüm:kan,silah

Yıllar önce bir safya kapandı, tertemiz bir sayfa. Yeni bir sayfa açıldı kitabın tozlu yapraklarından; kırışmış, buruşmuş ve kaderlerin karalandığı bir sayfa. O sayfa önce birkaç damla gözyaşı ve kanla süslendi. Daha sonra ölümler ve hayalkırıklıklarıyla. Birkaç gülüş soldu, birkaç hayal söndü ve en sonunda kitap yandı, kül oldu. Deniz, küllerin mezarlığı oldu. ⚜ "Sen daima benim Çoban Yıldız`ım olarak kalacaksın."dedi son kez. Son kezler acıydı, son kezler kekremsiydi. Hiç sevmezdim son kezleri. "Sen ise nefret ettiğim tek kişi olacaksın Yaşlı Ruhlu Adam." Acımasızdım, farkındaydım. "Nefret, gerçekleşmemiş sevginin göstergesidir Çoban Yıldızı." Acımasızdı, farkındaydı.

Merya Savran,mafya dünyasına adımını attığında beklemediği bir şey oldu:düşmanlarından biri Hazar Ateşkan ona karşı,karışık duygular beslemeye başladı.Ölüm masasında aşk ve ihanet iç içe geçer.peki,merya ve hazar`ın bu tehlikeli aşkı nerede sona erecek.

Smut varr hee

Adaletin sesi her zaman duyulmaz bazen sessizlik en yüksek çığlıktı savcı Deniz Aydın geçmişin izlerini taşıyan ama adaletten asla vazgeçmeyen sert bir kadındır karşısında ise duygularını derinlere gömmüş karanlık bir geçmişin adamı olan Aras Demirel vardır ikisini bir araya getiren eski bir cinayet dosyası hem adaletin sınırlarını hem de kalplerinin direncini zorlayacaktır gerilim psikoloji ve tutkulu bir çatışmanın içinde geçtiği bu hikaye de hiçbir şey göründüğü gibi değildir...

Selin ve tugayin ailelerinin zoruyla evlenmesi

Bir sırrım var, tutabilir misin? 🎭 ❛❛Soytarı yangın çıkardığında tüm umutların ölür.❜❜

Rana ve Emre`nin aynı kaderleriyle başlayan aşk hikayesi

Bazı sessizlikler, en derin hikâyeleri fısıldar... Yıllar sonra sisli bir Karadeniz köyüne dönen Derin, geçmişinin gölgeleriyle yüzleşmeye hazır değildir. Kazınmış işaretler, yarım kalmış cümleler ve unutulmaya direnen bir sır, onu Emir Tunga’ya ve kendi iç dünyasına sürükler. Ormanın sessizliğinde büyüyen bu hikâye, yalnızca aşkı değil; kendini bulmayı da anlatıyor. Hiçliğin Kıyısında — kaybolan anıların ve sessizce çarpan kalplerin romanı.

Gecenin zehiri tufan kara...

Bir hostes olarak işe başlamıştım her uçuşum mükemmel geçiyordu. Ta ki o uçuşa kadar...

Onu tekrar bulmuşken kaybetmekten öyle korkuyordum ki, onunla beraber kendimi de kaybedebilirdim. Hayatımda hiç yaşamadığım duygular yaşatıyordu bana. Onu tekrar bulmuştum, daha yeni bulmuşken gidemezdi. "Gitme, ne olur gitme." dedim ağlayarak. Vücudu buz kesti, neden öyle olmuştu? Bana döndü. "Ağlama kar tanesi, lütfen ağlama dayanamam. Ağlarsan ölürüm." Bizim hikayemizde buydu. Ağlamamı durduramıyordum. Ben durdurmaya çalıştıkça daha çok ağlıyordum. Yaşlı gözlere ona bakıyordum. "Gitme..." tekrar dediğimde boynu büküldü. "Ağlama."

Sessiz Yemin Bazı yollar, kesişmek için çizilir. Bazı duygular, hiç konuşulmadan anlaşılır. Biri hukukun suskun adımlarında yürüyordu, diğeri emirlerin gölgesinde… Farklı dünyalarda yetiştiler. Farklı kelimelerle yemin ettiler. Ama bir gün, hiç beklemedikleri bir anda aynı yolun ucunda karşılaştılar. İki sessizlik çarpıştı. İki yemin, tek bir kalpte yankılandı. Bu bir aşkın hikayesi değil sadece. Bu, gözlerle konuşulan, suskunlukla büyüyen, kalple edilen bir yemin hikâyesi.

Elzem Maral Kuyu`dan... On bir yaşında dışlandım, kırmızıya o gün âşık oldum; çünkü kan rengiydi, unutmazdı. Yıllar sonra bir görevde hepsiyle yeniden karşılaştım ve bu kez kaçmak yoktu.

Işık, hayatını yoğun iş temposunun içinde kaybetmiş, artık hiçbir şeyin ona ait olmadığını hissediyordu. Yıllarca iyimserliğini korumuş olsa da, içten içe bu gücünün sonsuza dek sürmeyeceğini biliyordu. Belki de kendine bir dur demenin vakti gelmişti. Aşk artık sadece uzak bir olasılıktı… ta ki Kore’nin bilinmeyen sokaklarında onu bambaşka bir dünyaya sürükleyecek tehlikeli adamla karşılaşana dek. Karanlık ve aydınlık gibi zıt ama birbirine bağlı iki hayatın içinde, hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Karşılaşmaları bir tesadüf müydü, yoksa çok daha büyük bir oyunun parçası mı? Hatıraların içinde büyüyen bir sır, kalbinin hiç tatmadığı bir heyecan ve adını bile bilmediği bir tehlikenin eşiğinde, Işık kendi kaderini yeniden yazmak zorunda kalacak. Peki, seçimlerini şekillendiren bu adam dost mu, yoksa düşman mı? “Işığı bulduğunda, beni de buldun.”