Sokaktayken telefonum çaldı.Bilinmeyen numara yazıyordu ama telefonum bozulduğunda , çoğu arkadaşımın numarası silinmişti. -Alo kimsiniz ? Telefondan sadece cızırtı sesi geldi. -Alo sibel... Kolumdan birinin tutup beni duvara yaslamasıyla , telefonum yere kapaklandı yine. -Hey aptal bırak beni -Geliyorlar... -Ne... Eliyle ağzımı kapattı.Kurtulmak için debelenirken silah sesi duyuldu. -Lan kenan borçlarını öde rahatla yavşak Adamlar yanımızdan geçerken , karşımdaki adam kafasını boynuma yaklaştırdı , suratını gizledi.Adamlar uzaklaşırken geri çekildi. -Lan şizofrenmisin sen ? madem borçların var ödesene Sustu.Dalgayla konuştum. -Ay içime su serptin ciddi , dertleri ne ? -Sen -Ney ? -Dertleri benim sayemde seni bulmak , borçlarım var ama konu sensin , seni aramam istendi -Olum ben ne alaka -Babanın adın demir değil mi ? -Sanane bundan -Babanın adı ahmet ve soy ismide demir ise... Yüzümü inceledi -sende ayla demir olmalısın ? Şokla ona baktım...

Ve sevda onların kalplerine kondu

Hayatından çok sıkılmış ve artık ölmek için her gece dua eden bir kızın hayata yeniden dönüşü

Önceden yaşadığı trajik bir olayın etkisinde kalan defne kara psikiyatri önerisi ile bir piyano kursuna yazılır ve bundan sonra hayatı tamamen değişir bazı insanlar dokunmadan kalbini bağlayabilir

İki düşman, öğretmenleri sayesinde yakınlaşıyorlar...

Her türden sex hikâyeleri

Babasının borçu yüzünden evlenmek zorunda kalan valerie ………… 2 yıldır ona aşık olan mafya lideri Serter demir

Bir aşk hikayesi, masalsı, imrenilecek. Yeri geldiğinde, büyülü, sancılı ama çok acılı... Erkeğin soğuk estiği, kızın çiçek açtığı... Erkeğin kaçtığı, kızın kovaladığı, acılı bir aşk hikayesi... tutkulu, aşık, birbirlerine yanık sevdalı, delicesine bağlı. Bu hikaye de, erkek kaçıyor, kız kovalıyor. Adam aslında kızdan değil, sevdadan kaçıyor. Aklını bulandıran çiçek kokusuna zarar vermek istemiyor. - Kurgum lere hitap edecektir. Bunu dikkate alarak okuyunuz. Kurgumun ismi bana aittir. Tüm hakları korunmaktadır.

doğup büyüdükleri mahallede artık herkes aile olmuştu. içlerinde eğlence dönen huzurlu bi mahalle. anca ada abisinin arkadaşı ile yaşıycağı ilişki mahalleyi ve aileleri nasıl etkiliycek?

Anlaşmalı evlilik yaparsam en fazla ne olabilir ki

Anlaşmalı evlilik yaparsam en fazla ne olabilir ki

Ailelerinin zoruyla ayrılan iki insanın hikayesi...

"Aynalar bazen yalan söyler. Ya sen... Aynada gördüğün `sen` değilsen? Melis,kendi yansımasında tanımadığı bir kızla karşılaşırken, karşısına çıkan Kuzey`in bakışlarında kaybolacağını bilmiyordu. Ama aynalar kolay kolay yalan söylemezdi...

bekleyin ne olacağını hepimiz beraber görelim

İki kadın bir kalp

Rüzgar... Elaları bana döndü Efendim yakamoz güzeli dedi. İçim bı hoş oluyor yakamoz güzeli diyince bana kalbim daha da hızlanıyor karnımda kelebekler uçuşuyor sanki "Unutma" dedim Güldü hemde en güzelinden gamzeside çıktı ortaya en sevdiğim gamzesi bana merhaba diyor sanki Merhabalar efendim ela gözleri kahve gözlerime değdi. "Unutmam" dedi biliyorum unutmaz ...

Büyük aşkla başlayıp intikam yeminine dönüşen bir aşk meselesi…

Bir kızın askı aparatları sayesinde bu yüzden dikkatli ol sakin bir şey mi oldu

"İzel.." dudaklarındaki bakışlarımı gözlerine çıkardım. "Hı?" Bakışları gözlerim arasında gidip geliyor, arada dudaklarıma değiyordu. "Evlen benimle." Kaşlarım çatıldı. Ne dediğini anlayamamıştım. "Ne?" Yaklaşabiliyormuş gibi daha çok yaklaştı. Boynuma öpücük kondurup tekrar gözlerime baktı. "Evlen benimle diyorum." Birkaç dakika öylece yüzüne bakarken sonunda idrak edebilmiştim. Dudaklarım kıvrıldı. Ellerimi boynuna doladım. Başımı geriye atıp kahkaha atmaya başladığım sırada Muhammed bana anlamaz bakışlarla baktı. Evlenmekten vaz mı geçsem diye düşünüyor olabilirdi. Bakışlarına daha fazla maruz kalmamak için konuşmaya başladım. "Sana evleneceğimizi söylediğimde benimle dalga geçmiştin hatırlıyor musun?" --- "Muhammed abi! Muhammed! Nerdeşin ya Aliş?" Muhammed Ali, İzel`in geldiğini anlamıştı. Ama ödevini de yapması lazımdı. Sesini çıkartmadı. Biraz zaman geçmişti. İzel`in ona seslendiğini duyuyordu. Cevap vermemeye devam etti. "Aliş nerdeşin? Aliş? Aliş, sen beni şevmiyor muşun? Neden cevap vermiy-" Sözüne devam edemeden aşağıdan yüksek bir ses ve İzel`in çığlığı duyulmuştu. Muhammed hemen odasından çıktı. Merdivenlere vardığında ilk basamağa oturmuş, çığlık çığlığa ağlayan İzel`i gördü. -- İzel`in alnına buz tutmuşlar, İzel artık istemediğinde Muhammed ile beraber Muhammed`in odasına çıkmışlardı. İzel Muhammed`in yatağında elleri göğsünde bağlı şekilde oturmuş, Muhammed hariç her yere bakıyordu. Muhammed ise İzel`in karşısında yere oturmuş İzel ile barışmaya çalışıyordu. "İzel, hadi barışalım. Ödev yapıyordum bitmesine az kalmıştı bitince gelecektim yanına gerçekten. Düşeceğini tahmin edemedim. Özür dilerim." İzel ona bakmayınca bıkkın bir nefes verdi. "Hadi barışalım. Ne istersen yaparım. Yeter ki barışalım." İzel kaşları çatık şekilde ona döndü. "Ne işterşem?" Muhammed hemen başını olumlu anlamda salladı. "Ne istersen." İzel`in yüzü hemen güldü. "O zaman evşilik oynayalım Aliş." -- Epey süredir evcilik oynuyorlardı. Muhammed, İzel ile barıştığı için mutluydu fakat evcilik oynamaktan sıkılmıştı. İzel ise halinden gayet memnundu. Çünkü kendini Muhammed ile karı-koca yapmış, her fırsatta kendini öptürüyordu. "İzel, kıvırcığım ben sıkıldım oynamaya ara mı versek, hı?" İzel hemen kaşlarını çattı. "Olmaş, şöz verdin şen!" "Evet söz verdim ama sıkıldım, yarın oynarız biraz da. Olmaz mı?" İzel aklına bir şey gelmiş gibiydi. Gülümsedi. "Yarın da oynayalım, yarından şonra da, büyüyünce de oynayalım." Muhammed anlamaz bakışlarla baktı. "Büyüyünce nasıl oynayacakmışız bakayım?" "Evlenerek tabii ki Aliş!" Muhammed güldü. "O biraz zor gibi sanki." İzel kaşlarını çattı, ellerini beline koydu. "Ne demek iştiyorşun Aliş? Evleniceş biz." "Nasıl bu kadar eminsin? Belki ben başkasını seviyorum?" Muhammed sözünü bitirmeden İzel`in gözleri dolmuştu. Hiçbir şey söylemeden ağlayarak odadan çıktı İzel. Küçük İzel çok duygusal ama dünya tatlısı bir kızdı. Muhammed ne olduğunu anlayamadı. Odasından çıkıp aşağıya indiğinde İzel`in annesiyle beraber kapıdan çıktığını görmüştü. Gerçekten üzmüştü kıvırcığını.

Kırık Yıldızlar Altında ✨ Bir zamanlar dört küçük çocuk vardı. Aynı gökyüzünün altında, farklı yaralara uyanan… Kimi unutulmaya terk edildi, kimi ait olmadığı bir isimle büyüdü. Kardeşlik, özlem, ihanet ve bir daha hiç iyileşmeyecek yaralar… Onlar birbirlerinden koparıldılar ama yıldızlar hiçbir şeyi unutmuyor. Çünkü bazı bağlar, kanla değil, zamanla yazılır.

Saira küçük şehrinde mutluydu, ruhu umutsuzda olsa. Annesinin kanlı elleri kabusunda ona sarılmaya devam ediyordu. Bu bir kaza mıydı? Gerçekten, yoksa ölüm erken mi gelmişti? Sevmekten korkan Saira annesi gibi terk etmek istemiyordu, aşktan kaçsada o elbet onu bulacaktı. Ya aşk onu ölüme sürecekti ya da o aşkı kazanıp hayatını süslü çiçeklerle donatacaktı... Bu kitap isviçre dağlarının arasında, aşkın ne olduğunu öğretecek. Kendini sevmek mi aşk yoksa bir insanı sevebilmeyi öğrenmek mi? Aşk ölüm demekti, ardında getiren kötülük sairanın yaşayacağı kayıplar ve kanlı ellerin hesabı ağır olacaktı.

Bir gece görevden dönerken sokakta yaşanan karanlık bir olaya tanık olan polis memuru Nisan, küçük bir çocuğu kaçırılmaktan kurtarır. Ancak olay öyle bir şekilde gelişir ki, çocuk onu annesi sanır. Tanıklar ve sosyal medya bu sahneyi büyütür, görüntüler yayılır, herkes bu “fedakâr anne”ye hayran kalır. Oysa gerçek çok farklıdır. Çocuk, Türkiye’nin en güçlü iş adamlarından biri olan Aslan Çakır`ın oğludur. Aslan, medyanın ilgisini susturmak ve oğlunun tuhaf bağ kurduğu bu kadını uzaklaştırmamak için Nisan`a bir teklifte bulunur: “Bu oyunu sürdürelim… Kıvanç`ın annesiymişsin gibi.” Ama iki yabancının içine çekildiği bu yalan, zamanla ikisinin de geçmişindeki en karanlık yaraları gün yüzüne çıkaracaktır. Ve bazı yalanlar, gerçeğe fazlasıyla yaklaştığında… kimse yara almadan çıkamaz.

Siz hiç aşkınızı aptal hatalarla kaybettiniz mi? Bir sona geliniyorsa iki kere düşünülmeli :) -gerçek hayattan hikaye-

Her zaman aşk dolu gözlerle bakıp söyleyememek

Bahar`ın hayatta başarması gereken şeyler vardı. "Ailesine yeni bir hayat kurabilmek", onun bunu başarması gerekiyordu. Peki ya bunu yapamazsa?...