"Ben bu hayatı istemedim.." "Üzgünüm malysh, seni ben yanımda istedim.." "Sen katilsin.." "Bir tek senin olmayacağım.." "Senden nefret ediyorum!" "Seni sonsuz bir aşkla seviyorum lyubov moya!" OKUNULMASI GEREK! NOT1: Hikayenin isminin anlamını geçtiğimiz bölümlerde öğreneceksiniz, daha da ilginç olsun diye önceden bilgi vermek istemiyorum..) NOT2: Bu hikaye Rus mafyasıyla ilgili olduğu için bazı rus kelimeleriyle karşılaşacaksınız. Ama bölümün hemen sonunda kullanılmış kelimelerin anlamları verilecekdir..) NOT3: Başrol kadın Azerbaycanlı olduğu için bazı azeri kelimeleriyle de karşılaşacaksınızdır. Onların da anlamını bölüm sonunda vereceğim..) NOT4: Hikaye 18+ ve yaş aralığı, küfür ve şiddet içerir. Bunları göz önünde bulundurarak hikayeye başlarsanız daha iyi olur..) NOT`ları okuduğunuz için teşekkürler.. İyi eğlenceler arkadaşlar..) Başlama tarihi : 01.03.2024 Bitme tarihi :

"Son dakika! Azerbaycan`da bulunan bir köyde meydana gelen patlamada köyün çoğunluğu yaşamını yitirdi. Bir sürü ülkeden gelen destek ile bazı insanlar kurtulabildi. Gerisi ne yazık ki vefat etti. Hayatta olan ve ailesini kaybetmiş insanlara baş sağlığı diliyoruz. Geçmiş olsun Azerbaycan." MELDA isimli ilk ve tek kurgu. Kitabın tüm hakları saklıdır. İznim olmadan başka bir şekilde kurgulanamaz, yayımlanamaz. Kitap kopyalanırsa uyarılmadan yasal işlemlere başvurulacaktır! Wattpad kapandıktan sonra buradayım. İki tarafta da kitabı yayımlamaya devam edeceğim. Keyifli okumalar!🖤

“Huzur operasyonu mu? O ne?” Dediğim şey ile birlikte koltuğuna yaslandı ve bana baktı. “Azerbaycandan İstanbula kadar uzanan bir operasyon. Bu operasyon için görevlendirildin. Özellikle seni istediler.” Kaşlarımı çatıp dosyayı elime aldım ve incelemeye başladım. İlk sayfayı açtığımda karşıma mavi gözlü ve hafif beyazımsı saçlı bir adam çıktı. Galiba ele başları bu adamdı. Hakkındaki bilgilere bakarken diğer sayfaya geçtim ve onun aksine daha genç bir adamla karşılaştım. Sadece saçlarının ucu beyazlamıştı. Bu da başlarındaki kişinin yardımcısı diye tahmin ediyordum. Özellikle bu iki adam ile ilgili bilgilere yer verilmişti. Diğerleri sadece isimleri ve kimlik bilgilerinden ibaretti. “Operasyonun amacı ne?” Dosyayı elimden alıp ikinci sayfasını açtı ve genç olan adamın olduğu sayfayı açtı. “Emir Gardaşov. Azerbaycanın en önemli askerlerinden birisi. Bu adamı alıp ülkeye getirmen gerek.” “Neden?” Derin nefes alıp bana baktı. “Süreyya. Soru sormak yok. Kuralı biliyorsun. İş verilir biz de yaparız.” Diyerek tekrar çekmeceyi açtı ve bu sefer bir zarf önüme koydu. “Burada pasaportun ve Türkiye kimliğin var. Tabiki biletinle birlikte. En kısa zamanda yola çıkman gerek.” Dediğinde başımı salladım ve zarfı elime aldım.

Gece yarısı, Miray gemide düzenlenen partinin coşkusuna kapılmıştı. Müzik, kahkahalar ve denizin hafif dalgaları arasında, geminin güvertesinde dans ediyordu. Bir anlık dengesizlikle, ayağı kaydı ve denize düştü. Soğuk suyun şokuyla gözlerini kapadı, karanlık ve sessizlik onu sardı. Bir süre sonra, Miray gözlerini açtığında kendini Azerbaycan sularında buldu. Ay ışığı, suyun yüzeyinde parıldıyor ve etrafındaki sis, her şeyi daha da gizemli kılıyordu. Kıyıya doğru yüzmeye başladı, her kulaçta soğuk suyun tenine işlediğini hissediyordu. Kıyıya ulaştığında, yorgun ama kararlı bir şekilde kumlara uzandı. Etrafına bakındığında, uzaklarda birkaç ışık gördü. Bu ışıklar, ona bir umut ışığı gibi geldi. Yavaşça ayağa kalktı ve ışıklara doğru yürümeye başladı. Her adımında, gece yarısının sessizliği ve denizin huzur verici sesi ona eşlik ediyordu. Miray, bu bilinmezlik içinde kendine bir yol bulmaya çalışırken, içindeki cesaret ve kararlılık onu ileriye taşıyordu. Bu macera, Miray için bir dönüm noktası olacaktı. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlenmiş, yeni bir başlangıç yapmaya hazırdı. Bu gece, onun hayatında unutulmaz bir anı olarak kalacak ve hayatındaki her şeyin başlangıcı olacaktı... Miray Sezgin`in hikayesi bir gemide başlayıp Azerbaycan sularında devam edecekti. Bu hikayeyi hep beraber okuyacaktık... Herkese keyifli okumalar dilerim

Bir bebek vardı yaralı büyüyen. Bir çocuk vardı ailesiz büyüyen. Bir kadın vardı yorulan,eksik yaşayan. Sevilmeyen, itip kakılan, kendini hep kuytu köşelerde saklamış. Kendi başını kendi okşamış bir kız. Cumhuriyet Savcısı olan Asiye. Azerbaycan`a çalışmaya gitmiştir. Ancak karargaha gittiğinde hayatında hiç görmediği biri ile karşılaşmıştır Binbaşı Rəşad Tural Aliyev ile. kader ağlarını ilk o karagahta örmeye başlamıştı. fakat bundan ikisininde haberi olmayacaktı. İlk görüşte aşk değildi onların ki, bir ömürlük ©Tüm hakları saklıdır ‼️ Kitapta cinsellik ve şiddet olayları vardır. ‼️ kitaptaki bütün olay ve kurgular kendi şahsıma aittir. Kugumdan herhangi bir alıntı alınıp bir yerde aynı şekilde kullanılırsa hukuki işlem başlatılacaktır. Lütfen emek hırsızlığı yapmayınız.