Yer altının kirli işlerinde nam salan Sevinç`in, düşmanı gün geçtikçe artarken kimlikleri kimse tarafından tespit edilemiyordu. Kısa süre içinde kabul edeceği yeni bir iş onu düşmanları arasına sızmaya itecek, yokuşlu bir aksiyon filminin içine, kırmızı bültenle aranan mafyaların arasına düşmesini sağlayacaktı. Bu sayede defterin bembeyaz kağıdından başlanacak hayatı, ona aşk ve güzel arkadaşlıklar kadar kötü bir gelecek, büyük ihanetler getirecekti. ~Nancy kaleminden sunar. -`KİRALIK GÜÇ` adındaki ilk kitaptır-

Dedektif Kaan Arel Altun ve dünyaca ünlü seri katil Hera`nın tesadüfler üzerine kurulan ortaklığı.

Yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılan bir meslek. Geriye kalan son mirasçı. Yeni nesil bir KİKA. 1000’e yakın cinayet. Ve bu cinayetlerin üzerinde bulunan bir damga. Her yeni cinayette insanları saran korku. Akıllara düşen ‘Acaba bu sefer sıra kimde?’ sorusu. Prki bu kişileri kim belirliyor? Tam bir muamma. Başına buyruk, ciddiyetsiz, hadsiz, sınır tanımaz, kendi bildiğini okuyan, küfürbaz ve birazda korku hormonundan yoksun bir kadın. Son sürüm bir KİKA. Soyadını hakkıyla taşıyan veliaht. İyilerin be kötülerin dünyasının KIZIL ŞEYTANI… Belma KİKA ——————

Ünlü bir kiralık katille gelen yeni görev ile her şey başlar. İlk kim sobelenecek. Hanımefendi mafya mı? yoksa bay katil mi?

Katillerin de kalbi varmış, katiller de severmiş. Ama katiller, her daim onu sevmeyecek birisini severmiş. Katiller bir kere sever, gönlünü çalan kimse, sonsuza dek onu sever. Bu kitapta, belki aşk olur.

Numarasında 157 bulunan rastgele kişilere yazan Melinda bir gün yanlışlıkla bir katile mesaj atar.

Ben Yıkımın ta kendisiyim ve diriliş benim doğuşum olacak. Doğuşumu Kızıl Tilki gerçekleştirecek. Bir kolum koptu. Canavarın üç kolu vardı. Yıkım için doğan kol Yıkım`a ihanet ederek yok oldu. Edna, Bir çok kimliğe sahiptir. Hayır onun kişilik bozukluğu yok. Hepsini kendi oluşturmuş ve onlar için güzel maskeler hazırlamış. Edna, Kıvılcım ve Kızıl Tilki. Bunların hepsine o sahip. Bunların hepsini kendi tasarladı. Ama biri onun elinden uçup gitti. Kimlikleri çalınamazdı. Kimse buna cesaret edemezdi. Dört yıl cesaret edilemedi. Ama bir gün bir kimliği çalındı. Buna göğüs gerebilir mi bilinmez ama kafasında dönen tek düşünce var. Kimse kimliklerini çalmaya cesaret edemezdi ama biri yaptı. İnsanlar cesaret sahibi oldu. Kimse kızına zarar vermeye de cesaret edemiyor. Peki o cesaret bir gün bir insan oğlunda çıkarsa? Korku, şüpe ve güç. En yakındakilerinden bile şüpe etmesini sağlayan bir olay. Bu olaydan kim sorumlu? Yıkım rütbesine yeni gelen o adam mı? Yoldaşları mı? Ya da tamamen bir yabancı mı?