Ben İlay, çocuk İlay. Ben İlay, ailesi ile mutlu İlay. Ben İlay, yüzücü İlay. Ben İlay, kendini bildi bileli suya aşık olan İlay.

"Sana bilinmeyen numaradan yazan bendim. Ecrin, seni seviyorum basit ya da geçici bir duygu değil deli gibi aşığım sana"  "NEE!?" Diye cırlamam elbette kaçınılmazdı  "Şaşırdığının farkındayım, zaten başka birini sevdiğini söyledin senden herhangi bir beklenti içerisinde olarak söylemiyorum sözlerimi sadece bil istiyorum."  Ah aptal çocuk sevdiğim sensin  "Çınar ben-"  "Bir cevap beklemiyorum, birşey demene-"  "Çınar beni dinle-"  "Ecrin biliyorum biliyorum beni arkadaşın olarak görüyorsun"  Artık onun dediklerini dinlemiyorum, saçmalıyor konuşmama da izin vermiyor kendi kendine sürekli bir açıklama çabasına girişiyor  Madem o susmuyor iş başa düştü. Ben susturmasını bilirim

Ülkelerinin gururu olan iki gencin aşk ve macera dolu hikâyesi.

"Bir iddiaya girelim," dedim ve serçe parmağımı ona doğru uzattım. "Eğer yılsonuna kadar hatırı sayılır bir kulüpten teklif alırsan sen kazanmış olursun. Ama eğer alamazsan, ben kazanırım." "Kabul," dedi serçe parmağını benimkine kenetlerken.

Doran, geçmişi karanlık bir dövüş hocasıdır. Annesi bir trafik kazasında ölmüş, babası ise kısa süre sonra Şebnem adında başka bir kadınla evlenmiştir. Bu durum Doran’da derin bir öfkeye sebep olmuş, kardeşi Arya’yı da yanına alarak ailesinden uzaklaşmıştır. Dışarıdan sert ve mesafeli görünse de, sevdiklerine karşı korumacı ve sadıktır. Alara ise veteriner olarak çalışan, neşeli bir genç kadındır. Aynı apartmanda oturmalarına rağmen, Doran ve Alara ilk olarak bir pijama partisindeki gürültü nedeniyle mesajlaşarak tanışırlar. Bu gergin başlangıç, zamanla laf atışmalarına, karşılıklı merak ve yakınlaşmaya dönüşür. Alara’nın kuzeni Burak, Doran’ın kız kardeşi Arya’ya takıntılı şekilde ilgi duymaktadır. Doran bu duruma sinirlenir ve korumacı tavrıyla Alara’yla da sık sık karşı karşıya gelir. Alara’nın ailesi sıcak ve samimi insanlardır. Onlar da Doran’ı tanıdıkça bu sert adamın arkasındaki gerçekleri merak ederler. Öte yandan Doran, dövüş dünyasında yükselmiş ve kazandığı başarılarla dikkat çekmiştir. Ancak asıl büyük sırrı, annesinin ölümünün arkasında gizlenen gerçeklerdir. Bu ölüm sadece bir kaza değildir, Şebnem’in karanlık planlarının bir parçasıdır. Alara ve Doran arasındaki ilişki, hem romantik bir yakınlaşma hem de geçmişin sırlarını ortaya çıkarma mücadelesine dönüşür.

Kimdim Ben Siyah Melek diye bağıran kana susamış insanların önündeki ringde rakibini vahşice ölesiye döven o asi kız mı Yoksa zengin iş adamı Yavuz Bey`in güzeller güzeli şımarık prenses kızımı Sahi kimdim ben

Lena hayatında hep çabalamak zorunda kalmıştı. İki yeğeninin her ihtiyacını karşılamak, onlara bir aile olma rolü üstlenmek, hayalindeki işi yapmak… Ancak bir gün, zorlu bir işbirliği onu, dünyanın en soğuk ve mesafeli adamıyla tanıştırır: Blake Herman. Blake, profesyonel kariyerinde başarıyı yakalamış, ancak duygusal açıdan hayata mesafeli, hislerini saklayan bir adamdır. Yavaşça birbirlerine yaklaşırken, kendilerini fark etmedikleri yerlerde bulacaklardır. Hangi adımlarının doğru, hangi duygularının gerçek olduğunu keşfederken, yavaş ama kararlı bir şekilde birbirlerine bağlanmak zorunda kalırlar. Ama bazen, en zor kararlar, en derin duyguları ortaya çıkarır.

Spor camiasında kendine sağlam bir yer edinmek isteyen menajer Deren Öztürk ve belli bir sebepten dolayı Basketbol başarısının düşük olup takımını olumsuz Etkileyen Anadolu Efes kadrosunda oynayan Barış Ege Akman, Basketbol kulübü`nün bu durum karşısında yeni bir menajer arayışına girer. Bazı olaylar ve tesadüfler vasıtasıyla yolları kesişir. Sizce, beraber çalışabilmeyi öğrenecekler mi?

Ana karakterimiz Mert, koyu Fenerbahçeli, futbol tutkunu, eğlenceli ama inatçı biri.Hayatına pek kimseyi kolay kolay sokmuyor. Birini gerçekten sevdiğinde sonuna kadar sahiplenici. Kadın karakterimiz ise Defne. Futbolla çok ilgilenmeyen, daha çok kitap okumayı, kahve içmeyi seven biri. Mert`in Fenerbahçe tutkusu ona başta komik ve gereksiz gelse de zamanla bu tutkunun Mert`in karakterinde ne kadar büyük bir yer kapladığını fark edecek. ikisi bir ortak arkadaş grubu sayesinde tanışıyorlar ve sohbetleri mesajlarla ilerliyor. Başlarda birbirlerine biraz gıcık oluyorlar ama zamanla bu atışmalar flörtleşmeye dönüşecek. Mert`in maç günlerindeki heyecanı, Defne`nin futbola olan ilgisizliğiyle birleşince eğlenceli ve romantik bir hikâye ortaya çıkacak.

İki şampiyon kardeş, bir obez yeğen ve evlat. Ferit, Fırat, Alper Türkpençe. Kurguda küfür, şiddet, madde ve cinsellik bulunmaktadır. Yeraltı edebiyatı türüne göre yazılmaktadır. Lütfen bunları göze alarak serüvene ortak olunuz.

532***: o madalyalarından 5 6 tanesini bana versene 532***: sende fazladan vardır zaten koymaz sana Siz: şimdi de madalyalarıma mı göz diktin? 0532***: ne? Nasıl ya? Bana neden cevap verdin şimdi? Siz: cevap vermemem mi gerekiyordu? 0532***: evet Siz: 🤨 HİKAYENİN BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR.ÖNCEDEN WATTAPDE YAYINDAYDI O YÜZDEN BURAYA DA ATMA KARARI ALDIM. ŞİMDİDEN KEYİFLİ OKUMALAR :)

Hayat, bazen bir tenis maçı gibidir: her serviste yeni bir mücadele, her vuruşta yeni bir karar... Ve bazen, en büyük rakibin, kalbinin en derininde saklanır. Işıl Arven, kortların yıldızı, başarıya ve hırsa adanmış bir kadın. Hedefi nettir: kazanan olmak. Ama bir gün, karşısına Atlas Taren çıkar. Kendi geçmişinin yaralarını kortun dışında saklayan bu adam, sadece bir rakip değildir. O, Işıl’ın kurallarını yerle bir edecek bir tehdittir. Bir sınır, iki kalp ve aşılması gereken çizgiler... "Kazanan olmak istiyorsan, önce yenilgiyi göze al." Tutku, hırs ve sınır tanımayan bir hikayeyle kortun sınırlarını aşmaya hazır mısınız? DİKKAT: 18+ (SMUT İÇERİR) !!!!!

Birbirine nefret kusan 2 millî sporcu nasıl böylesine tutulmuştu bir anda birbirine?

Voleybolda daha başarılı olmak isteyen Ayça ve ona her daim sataşan Doruk. Boyundan dolayı yargılanan Ayça. Ve boyundan dolayı Ayca`yı yargılayan Doruk...

เรื่องราวการชกมวยของเบดกับเด็กชายที่เขารักในโรงเรียนมัธยม

bu benim kitappadde ılk kitabım eskiden watyden yazıyordum kapanınca giremedim yeni bir kitap yazıcam konumuza geçelim..küçüklükten beri arkadaş olan umut mavi naz kerem uraz mavinin ailesi küçükken mahalle yangınında öldüğü için birbirine sahip çıkan arkadaşlar mavi naz ile yaşıyor naz ve ailesi bakalım heyecanlı hayatlarında nolucak

Pençeli Kartal gururla sunar!

Elleri kitabının sayfalarını karıştırdı. Biliyordu bu sahneyi , o yazmıştı çünkü . Karaca Avcı ve Savaş Sungur Karakum`un hikayesi.

Sözlüğümde üç kelime vardı benim Lavinya sen,yada,hiç…

Apar topar taşındığımiz kasaba da hayatımın aşkını bulacağımı kim bilebilirdi ki? Akarca kasabası sınırları küçük, sırlarını büyük Akarca... Arkadaşlıkları,düşmanlıkları, kıskançlıkları ve aşkları içinde saklayan Akarca Spor Kulübüne sürüklenmeye hazır mısınız? Kemerleri bağlayın Akarca`nın büyük aşkı geliyorr... Ilgın ve ailesi, Muğlaya bağlı küçük bir kasabaya taşınmak zorunda kalırlar, burada yazları verimli hal getirmek için ılgın babasının onu spor kulübüne yazdırma fikrini kabul eder, voleybola karşı ilgisi olan ılgın burada dostluklar ve düşmanlıklar edinir. Ailesinin kül kedisi ılgın ile küçük kasaba arasında büyük bir bağ oluşmaktaydı . Herşey güzel giderken kulübüne arka bahçesinde ortaya bir sandık çıkar, Ilgın ve diğer 5 kişi,büyük bir maceranın ortasına düşmüşlerdir. Nasıl bir şeyle karış karşıya olduklarını anlamaları uzun sürmemişti.. hem aşk hem dostluk hemde sırlarla dolu bir macera... Ilgın ve Akarca kasabasının küçük gizemini çözmek için benden ayrılmayın...

Yarı Texting Bu hikaye eğlence hikayesidir. Bu hikaye değişim hikayesidir. Bu hikaye toksik ilişki hikayesidir. Bu hikaye her şeye rağmen yaşama hikayesidir. Nereden baktığın önemli. (!) !Argo içerir.

İki gencin her anlamda Güneş`lerine kavuşma hikayesi... |Yarı Texting| Güneş ailevi sorunları nedeniyle Ihlamuryalı Kasabası`nda yaşayan halasının yanına taşınır. Küçüklüğünden beri her yaz geldiği bu kasabada geçmişi ile yeniden karşılaşır.

Bir voleybolunun hikayesi

Kiraz Özyurt, ülkesini temsil etmek üzere önemli bir maça katılacağı sırada aldığı bir haber ile yıkılır...

Hayat, bazen en sıradan anlarda baştan yazılır. Bir röportaj… Ve her şeyin değişmeye başladığı o an. Burcu, kelimelerle kurduğu güvenli dünyasından bir adım çıkar ve kendini beklenmedik bir karşılaşmanın ortasında bulur. Sorular hazırdır. Ama cevapsız kalan başka şeyler vardır. Bakışlar, sessiz cümleler kurar. Ve kalp, söyleyemediklerini usulca fısıldar. Özgür Çağrı Çevik… Sahada tanınan, ekranda izlenen, ama satırlara sığmayan bir adam. Onunla yapılan her cümle, Burcu’yu biraz daha içine çeker. Bir yanda büyüleyici bir etki, diğer yanda görünmeyen bir bağ. Zaman ilerledikçe, Burcu`nun seçme şansı giderek daralır. Ama o hâlâ kalbinden geçenleri seçebileceğini sanmaktadır... "8 NUMARA" Bazı hikâyeler gözle okunmaz. Kalple hissedilir.